SS'in Adamları: Reinhard Heydrich

Tarih

28 Haziran 2025

Reinhard Tristan Eugen Heydrich 7 Mart 1904 yılında Halle an der Saale’de, besteci Richard Bruno Heydirch ve karısı Elisabeth Anna Maria Amalia Kranz’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Richard Heydrich hayatı boyunca kemana büyük bir tutku ile bağlıydı.

Doğumu ve Gençlik Yılları

Reinhard Tristan Eugen Heydrich 7 Mart 1904 yılında Halle an der Saale’de, besteci Richard Bruno Heydirch ve karısı Elisabeth Anna Maria Amalia Kranz’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Richard Heydrich hayatı boyunca kemana büyük bir tutku ile bağlıydı. Oğluna da müzikle ilgili isim vermeyi tercih etti. Reinhard ismi kendi yazdığı “Reinhard’s Crime” (Reinhard’ın Suçu) adlı operadan, Tristan ismi ise Wagner’in eseri, "Tristan und Isolde" (Tristan ve Isolde) şarkısından geliyordu. Üçüncü ismi ise muhtemelen savaş kahramanı Savoy’lu Prens Eugene'in (Almanca’da Eugen) anısına verildi. Daha sonraki yıllarda 7. Waffen SS Birliği’ndeki bir kruvazöre de “Prinz Eugen” adı verilecekti.

Genç bir erkekken arkadaşları yüksek oktavlı sesi yüzünden Heydrich ile dalga geçiyorlardı ve Protestan bir kasabada Katolik olması da cabasıydı. Çekingen ve utangaç olmasına rağmen Heydrich gün geçtikçe büyüdü, eskrim ve yüzme sporlarını yaptıktan sonra iyiden iyiye zinde bir delikanlı oldu ve kızların ilgisini çeken bir erkek olmaya başladı.

Heydrich 1922 yılında donanmaya katıldı. Fakat 1931’de donanmadan çıkarıldı. Bu olayın nedeni hiçbir zaman açık olarak belirtilmedi.

Donanmayı zorla bıraktırılmasının, cinsel ilişkiye girdiği bir kadınla evlenmeyi istememesinin bir sonucu olduğuna inananlar oldukça fazla. Kadının babası donanmada müteahhitlik yapmasının yanı sıra önemli bir işadamıydı. Zamanın donanma komutanı Erich Raeder ile de çok iyi bir dosttu. Kadın, Heydrich’in karşısına çıkardığı sorunları babasına açıklayınca, olay aynen Erich Raeder’e iletildi. Amiral, Heydrich’i ofisine çağırdı ve babanın da bulunduğu ofiste Hedrich’e kızıyla evlenmesi söylendi. Fakat Heydrich, Lina von Osten adında biriyle çoktan nişanlanmıştı bile. Yani hikaye görüldüğü kadarıyla uydurmaydı. Savaş-öncesi gazetecileri kadının kimliğini hiçbir zaman açığa çıkaramadı, yine de Heydrich onu kendisi gibi ünlü, halkın tanıdığı bir insan yapabilirdi. Raeder bu hikayeyle bizzat alay etti ve Heydrich’in donanmadan bu nedenle çıkarılmasının söz konusu olmadığını açıkça belirtti.

Bu hikaye ile ilgili başka bir söylenti daha vardı. Hikayedeki kızın, Heydrich’in, Lina von Osten ile nişanlanmasına kızıp böyle bir hikaye ortaya atmış olma ihtimali de vardı. Öyle görünüyor ki kız, Heydrich’in kendisiyle evleneceği inancındayken, başka biriyle nişanlandığını görünce böyle bir hikaye uydurmuş olabilir. Hikayeyi aynen babasına, babası da Raeder’a, daha sonra da Raeder başlattığı soruşturmayla herkese yaymış oldu. Soruşturma sırasında Heydrich’in aşağılayıcı cevapları ve ifadesi kendisine pek yardımcı olmadı. Her şeye rağmen Heydrich kısa sürede aklandı. Donanma subayları Heydrich için “donanma üyesi olamama” cezası almasını istedi. Bütün bu olayların ardından da Heydrich kısa süre sonra donanmadan çıkarıldı.

Bu hikaye ardında birçok soru bırakarak tarihe karışıp gitti. Eğer hikaye uydurmaysa, zamanında çevresinde iyi bilinen ve nüfuzu olan Heydrich neden bu hikayeye engel olmadı? En azından hikayenin herkes tarafından duyulmasını engelleyebilirdi, bunu neden yapmadı? Heydrich donanmadayken neden Naziler’e aşağılayıcı gözle bakıyordu?

Bu konu hakkında Edouard Calic tarafından bir teori ortaya atıldı. Heydrich donanmaya katılmıştı çünkü Naziler’in donanmadaki ajanlığını yapıyordu. Heydrich’in hayatı boyunca savunduğu radikal sağcılığı ve casusluğa olan hayranlığı bu hikayeleri mantıklı kılıyordu ve SS lideri Heinrich Himmler’in onu donanmadan çıkarıldıktan hemen sonra neden SD birliğinin başına getirdiğini de açıklıyordu. Fakat ortada hiçbir kanıt yoktu.

Heydrich Ailesi

1930 yılının Aralık ayında Heydrich, önde gelen Alman aristokratlarından biri olan Jürgen von Osten’in kızı Lina Mathilde von Osten ile tanıştı (14 Haziran 1911 - 14 Ağustos 1985). Çift, tanıştıktan bir yıl sonra 26 Aralık 1931’de Großenbrode’de dünya evine girdi. Çiftin 2 oğlu ve 2 kızı oldu.

Nazi Partisi ve SS

Heinrich Himmler 1931 yılında SS birliğinin anti-istihbarat bölümünün altyapısını kurmaya başladı. Bir arkadaşından aldığı tavsiye üzerine Heydrich ile tanıştı ve 20 dakikalık bir testin ardından Himmler, Heydrich’i anti-istihbarat bölümünün başına getirdi. Böylece Heydrich, Nazi Partisi’nin de bir üyesi olmuş oldu. Daha sonraki yıllarda üstün hizmeti dolayısı ile Himmler’den “Totenkopfring” onurunu alacaktı.

Bölümün başına geldiğinden itibaren Nazi istihbarat olaylarıyla oldukça alakasız kaldı. Heydrich ve birliğindeki personeli zamanlarını Nazi Partisi’ne tehdit oluşturabilecek insanları fişleyerek geçirdi. Bu tehdit oluşturabilecek insanların arasında Nazi Partisi'nin içindeki yüksek itibarlı üyeler de mevcuttu. Heydrich ufacık bir ofiste çalışıyordu ve ailesiyle de pek zaman geçiremiyordu.

Amerikalı gazeteci John Gunther, 1934 yılında Almanya’ya yaptığı ziyaretinde “Inside Europe” adlı kitabı için araştırma yaparken topladığı bilgilere göre Heydrich caniliğe ve kasaplığa gelince, Himmler’den çok çok daha acımasızdı. Halbuki o zamanlar Heydrich, SS bürokrasisinde sadece orta rütbeli bir subaydı.

Temmuz 1932'de Heydrich SD (Sicherheitsdienst) birliğinin başına geldi. Birliğin görevi Nazi ideolojisini korumak ve ona karşı yapılan her türlü hareketi engellemekti. Heydrich bu birliği kendi seçtiği insanlarla kurdu. Parti üyesi veya Nazi olmasına bakmaksızın yetenekli ve işe yarar gördüğü insanlardan kadrosunu oluşturdu. Bu gizli organizasyon Gestapo ile çok yakın işbirliği içindeydi. Ayrıca Heydrich daha sonra 1936 yılında Gestapo’nun da başına geçecekti. Ardından SD ve Gestapo birlikleri Reichssicherheitshauptamt (RSHA) adı altında tek bir birlik olarak toplandı ve Heydrich liderliğe getirildi.

Heydrich’in “yetenekleri” üst rütbedeki görevliler ve benzer insanlar tarafından takdir ediliyordu ki küçüklüğünden beri değiştirmediği alaycı konuşması, ara sıra yaptığı kaba davranışlar, kim olursa olsun aşağılamaktan çekinmeyen kişiliği ve siniri çok kısa sürede insanları karşısına almaya yetti. 1935’te Kreisleiter’i tutuklatması düşüncesizlik olarak nitelendirildi. Göring’e ve bakanlara 1940 yılında, güvenlik görevlilerine ve polislere limitsiz yetki verilmesini istemesi de artık ne kadar dengesiz davrandığının bir kanıtıydı. Fakat Heinrich Himmler, Heydrich’in artıklarını topluyordu. Himmler, Heydrich’e olan sabrını kaybedebilirdi çünkü kendisine bile kötü sözler sarf ettiği kulağına kadar gelmişti. Himmler, Heydrich’e bazen “Cengiz Han” diye hitap ediyor fakat buna rağmen genelde onu sinir bozucu ama vazgeçilmez buluyordu.

Heydrich, “Holocaust”ın (Büyük Tahribat) baş mimarlarından biriydi. Özelikle 2. Dünya Savaşı’nın başlarında Yahudi toplumunun düzeni ile yakından ilgilendi. 1938 Kasım ayında, Hermann Göring, Heydrich’i Yahudi Göç Merkezi’nin başına getirdi. Bu pozisyona getirildikten sonra Nazilerin “Son Çözüm” olarak adlandırdıkları Yahudi katliamı için üstün bir istekle çalışmalarına başladı. Yahudi halkı üzerinde SS birliğini dominant bir hale getirdi. Bunun en büyük kanıtı 20 Ocak 1942’de gittiği Wannsee Konferansı’nda, Yahudiler’in nasıl imha kamplarına götürüleceğini ve burada imha edileceklerini tüm detaylarıyla toplantıya katılanlara aktarmasıydı.

Prag Suikasti

27 Eylül 1941’de Heydrich, Nazi işgali altındaki Çek eyaletler olan Bohemya ve Moravya’nın koruyucusu olarak “Reichprotektor” unvanı aldı. Daha önce bu görevde olan Konstantin von Neurath’ı, Adolf Hitler “etkili değil” mazeretiyle görevinden almıştı.

Neurath'ın bu görevdeyken yaptığı yegane iş soylular sınıfına ve sosyetenin yüksek kısmındaki insanlara ayrıcılık tanımaktı. Bu da sıradan insanların ve işçi sınıfının pek hoşuna gitmiyordu. Bu “koruyucu” olarak üstlerine getirilen insan, 2. Dünya Savaşı zamanlarında aniden çıkabilecek bir iç savaşa tek başına sebep olabilecek kapasitede biriydi. Neurath görevdeyken bölgedeki savaş endüstrisi askıya alındı. Bunun üzerine Heydrich, Prag’a, şehrin üretimini düzene sokmak için gönderildi.

Hitler’in Bohemya ve Moravya valisi olarak göreve atadığı Heydrich, gün geçtikçe daha da acımasız olmaya başladı. İstenilen seviyede üretim yapmayan işçileri sert bir şekilde cezalandırdı. Karşı koyma hareketleriyle veya ayaklanmalarla en ufak bir bağlantısı olanı yakalayınca ya işkence uygulattı ya da idam ettirdi. Heydrich bölgenin hakimiyken Prag ve Çek toprakları ağır Nazi kuralları altında otoriteye uymak zorunda kaldı. Heydrich’in Prag’daki “başarısı” yüzünden Hitler kendisini Paris valisi yapmayı düşünüyordu. Fakat İngiliz istihbaratı bunu duyunca, ne pahasına olursa olsun bunu engellemek istedi. Çek ve Prag’daki Yahudiler’i katleden bir insanı Fransa’da istemiyorlardı.

Bohemya ve Moravya’da ordu valisi olarak görevine devam eden Heydrich, Çek Cumhurbaşkanı ve Başbakanı üzerindeki gücünü artırmak için çalışmalar yaparken genellikle üstü-açık arabasıyla yolculuk yapıyordu. Böyle yaparak da Çekler üzerindeki rahatlığını ve etkileyici gücünü kanıtlamaya çalışıyordu.

Çekoslavak iki asker, Jan Kubiš ve Jozef Gabčík 1941 yılının başlarında ülkeden kaçmışlardı. İngiliz istihbaratında aldıkları eğitimden sonra tekrar memleketlerine geri döndüler

Operasyonun adı "Anthropoid" olarak belirlendi ve düğmeye basıldı. 27 Mayıs 1942 sabahı Prag’ın bir kasabası olan Kobylisy’de Reinhard Heydrich, üstü açık siyah Mercedes 320 Convertible B marka arabasında, kişisel şoförü SS-Oberscharführer Johannes Klein ile birlikte evinden Prag Kalesi’ne doğru gitmekteydi. Yanında zırhlı koruma yoktu çünkü kendine olan güveni sonsuzdu. Kirchmayerova ve Holesovice sokaklarının kesiştiği noktada dar bir viraj bulunmaktaydı. Bu virajda arabalar mecburen yavaşlamak zorunda kalıyordu. Bu da burada yapılacak bir saldırıyı mükemmel kılıyordu.

Saat sabahat 10:30 civarında Heydrich’in arabası da bu viraja girmeye başladı ve mecburen yavaşlamak zorunda kaldı. Tam da bu durumu bekleyen Gabčík Sten marka makineli tabancasını çıkararak tetiğe bastı.

Fakat silah tutukluk yaptı. Heydrich donakaldı ve şoför Klein ise birkaç saniyelik tereddütle arabayı durdurdu. Heydrich, silahlı bir adamla karşı karşıya kalmıştı ama hâlâ araçtan inmemişti. Bu esnada Kubiš hızla öne çıktıve elindeki anti-tank tipi modifiye edilmiş bombayı arabaya doğru fırlattı.

Bomba, Heydrich’in sağ arka tekerleği ile arka koltuk hizasında, yere çarparak infilak etti. Patlama muazzam bir ses çıkardı ve arabanın sağ tarafını paramparça etti. Metal parçalar, cam kırıkları ve bomba şarapnelleri Heydrich’in vücuduna saplandı.

Heydrich bağırarak arabadan dışarı çıkmaya çalıştı. Şoförü Klein da yaralanmıştı ama silahını çekip Kubiš’i kovalamaya başladı. Kubiš, çevredeki kalabalığı kullanarak kaçmayı başardı. Gabčík ise boğuşma esnasında kaçmak için tramvaylara yöneldi. Her iki suikastçı da birbirlerinden bağımsız olarak bölgeden uzaklaşmayı başardı.

Silahın ateş etmeme nedeni ise daha sonra büyük spekülasyonlara yol açtı. Silahın tipi tutukluk yapmaya ve sıkışmaya elverişliydi. Vasat dizaynı ve 32 kalibrelik şarjörüne bir de Sten markası için mermi ve şarjör üreten firmaların kalite kontrolünün yapılmaması eklenince, silahın neden çalışmadığını anlamak pek de zor değildi. Ayrıca bu tür silahlar savaştan önce hiçbir şekilde kullanılmadığı için pek tercih edilmiyorlardı. Bu kadar üst düzey bir süikast için bu derece dikkatsiz ve hazırlıksız olmaları kendi taraftarları tarafından çok eleştirildi.

Heydrich, ağır yaralı olmasına rağmen ilk başta hayattaydı. Bomba patlamasıyla dalağı parçalanmış, omurgasına ve bağırsaklarına şarapnel saplanmıştı. Ambulans gecikince, olay yerine çağrılan bir kamyonetle hastaneye kaldırıldı.

Reinhard Heydrich, 4 Haziran 1942’de, enfeksiyon (muhtemelen septik şok) nedeniyle hayatını kaybetti. Nazi yönetimi bunu bir "devlet suçu" olarak ilan etti ve yüksek rütbeli bir askerlerini kaybettikleri için yasa girdiler. Bu yas, çok kötü bir şekilde intikam ateşine döndü. Kendilerine karşı yapılan herhangi bir harekete çok acımasız bir şekilde karşılık vereceklerini herkese duyurdular. Bunun sonucunda toplam 13.000 kişi tutuklandı, sürgüne yollandı, mahkum veya veya idam edildi. 10 Haziran’da, Prag’ın 22 km kuzey-batısında bulunan Lidice ve Ležáky kasabasında 16 yaşını aşmış bütün erkekler öldürüldü, evleri yakıldı ve yerle bir edildi.

Prag’da ve Berlin’de Reinhard Heydrich için detaylı bir cenaze töreni düzenlendi. Hitler törenlere bizzat katıldı ve Heydrich’in yastığına madalya taktı. Bu madalya zamanın Almanyası'ndaki en yüksek ödüldü. Hitler daha sonra Heydrich’e üzüldüğü kadar sinirlenmiş olduğunu da herkese verdiği bir mesajla kanıtladı:

"Hırsızın sadece hırsız değil, ayrıca bir suikastçi olabilme ihtimali olduğundan dolayı, kahramanca tavırlar sergileyerek üstü açık ve zırhsız bir arabada korumasız gezmek sadece bir aptallıktır. Bu da Almanya’ya en ufak bir hizmet vermez. Heydrich'in yeri doldurulamaz birisi olduğunu bilmeli ve açık tehlikeye karşı tedbirli davranması gerekirdi. Bu olayı sadece saçmalık ve aptallık olarak açıklayabilirim."



Diğer Yazılar


Bu web sitesi, deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerez kullanımını kabul etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için lütfen Gizlilik Politikamızı inceleyin.